Baron de Touche – Skadding adlı bir zat, New York’ta bir şirket kurarak dünyamızın peykini parselleyip satışa çıkardı. Şirketin hisse senetleri borsalarda muamele görüyor.
Bir müddetten beridir “Aya seyahat için” biletler satılmaya başladığını gazetelerde okuyup duruyorsunuz. Yalnız aya mı ya? Yıldızlar arası seyahatin biletleri satışa çıkarılalı bir hayli oldu. Gerçi, birçoklarımıza göre, ortada “Fol yok, yumurta yok” tur. Fakat birçok diğer insanlar da pekâlâ hem folun, hem de yumurtanın mevcudiyetine inanmaktadırlar. “Bugün değilse yarın, olmazsa öbür gün behemehal yıldızlara seyahat edeceğiz. İlk yıldız yolcuları arasında bulunanlar hiç şüphesiz insanlık tarihine altın harflerle geçeceklerdir. Bu şerefi kimseye kaptırmayız!” diyor ve daha şimdiden biletlerin ilk taksitlerini yatırmış bulunuyorlar. “Neden ilk taksitlerini?..” suali akla gelebilirse de cevap basittir: Çünkü yıldızlar arası seyahat biletlerinin ücreti hayli yüksektir. İlk fiyat olarak tahmin edilen on bin dolar takriben 28 bin Türk lirası. Yek tahtada ödenecek bir meblâğ olmadığı için bu iş taksite bağlanmıştır. Birinci taksit olan bin doları – iki bin sekiz yüz Türk lirasını – ödeyenlerin bin kişiyi aştığı söylenmektedir.
Bu hesaba göre, biraz şüpheci olanlara pek hayalî gelen bu seyahatin organizatörleri daha şimdiden bir milyon dolarlık bir servete sahip olmuş durumdadırlar. Seyahat ne zaman vukuu bulacaktır? Orası belli değil. Zaten bilet satanlar, böyle bir taahhütte de bulunmuyorlar… Müşteriler, bekliye bekliye yıllar geçecek, bu yıllar arasında başka taksitler ödenecek, belki de taksit yatıranlardan bir kısmı yıldızlar arası seyahate çıkmadan öbür dünyaya seyahate çıkacaklardır. O zaman, onların yatırdıkları paralar iade edilecek inidir? Bilinmiyor. Yalnız verilen haberlerde ölenlerin vârislerinin otomatik olarak seyahat hakkını da tevarüs edecekleri belirtilmektedir.
Açıkçası, yıldızlar arası seyahat bürosu işinde oldukça büyük bir dalavere kokusu var ama henüz ne şikâyet vuku bulduğu, ne de dışarıya herhangi bir sızıltı aksettiği için bu iş bir malî rezalet haline inkılâp etmiş değildir.
Bu, böyle oladursun, son günlerde New York borsasında yeni bir şirketin hisse senetleri satılmaya başlandı. Şirketin Türkçe adı “Ay – Maden ve Yera’tı Servetleri Şirketi” dir.
Bu şirketin kurucusu, Baltık memleketlerinden Amerika’ya hicret etmiş olan Richard Johan de Touche – Skadding adlı bir asilzade, bir barondur. Şirket, hisse senetlerini satın alanlara altından dağlar, kısacası muazzam bir servet vaat ediyor. Ay – Maden Şirketinden bir hisse senedi alan, ay yüzeyinde 75 bin kilometre kare tutarında toprak sahibi olacaktır. Yani baron Skadding, ay üzerinde arazi satmaya başlamıştır. Dolayısıyla “Ay – Maden Şirketi” dünyamızın peykini parsel parsel bölüp satılığa çıkarmış bir haldedir. Yeni şirketin müdürleri, müdür muavinleri, her şeyi var. Şirket mukavelesi ele gazetelerde intişar etmiştir. Görülüyor ki baron Skadding, yıldızlar arası seyahat bileti satanlara nispetle bir kademe daha ileri gitmiş, aya varılmış veya pek yakında varılacak olduğunu kabul ederek, orada toprak spekülâsyonuna başlamıştır.
Baron Skadding, aya petrol istihsal edecek makineler, delme tesisatı ve sürülerle işçi götürülmesi gerekeceğini, ayrıca diğer madenlerin istihsali için, de çeşit çeşit makineyi aya nakletmek gerektiğini bilmiyor değildir. Ay üzerinde oksijen bulunmayışının insan yaşaması ve barınması için ne mühim bir engel teşkil ettiğini de saklamıyor.
Fakat bütün bunları küçümsemekte ve şimdilik “Fezâ gemisi”ni beklediğini söylemektedir. Bir kere fezâ gemisi yapılırsa, ona her türlü şeyi yükleyip aya çıkarmak, ayda çalışacak işçilere ve mühendislere, dalgıç elbiselerine benzer hususi elbiseler giydirmek, işten bile olmayacaktır. Baron Skadding kendisi gibi düşünen hissedarlar bulacağından ve ayda arazi sahibi olmak isteyecek kimselerin sayıca kabarık olduklarından bu derece emin olmasa, dünyanın masrafına girip şirket kurmaz, müdürler ve muavinler tayin etmezdi.
Baronun bunda ne dereceye kadar isabetli ve haklı olduğu zamanla görülecektir. Şimdiye kadar hiç hisse senedi satılmamıştır. Fakat aydaki arazinin kıymeti hakkında o derece gürültülü reklâmlar yapılmaktadır ki hiç şüphesiz, bu oltaya da bazı balıklar düşecektir. Malûm olduğu üzere Birleşik Amerika’da, vaktinde davranıp fırsat varken arazi spekülasyonuna katılmış olan kimseler, muazzam paralar kazanmışlar ve milyarder olmuşlardır. Bal tutanın parmağını yaladığı da meşhurdur. Binaenaleyh ayda arazi satın almak isteyen zenginler çıkacağına muhakkak gözüyle bakılmaktadır.
Ama bütün bu anlattıklarımız arasında akla gelen bir sual cevapsız kalıyor: Baron de Touche – Skadding, ayı parselleyip satmak hakkını kimden almıştır?
Baron hazretlerine bu sual sorulduğu vakit şu cevabı veriyor: Tarihen sabittir ki sahipsiz, bir arazide kim ilk önce sahipliğini ilân ederse, orası onun olur. Şimdiye kadar bütün adalar ve kıt’alar bu suretle binlerinin malı olmuşlardır.
Pek yalan değil. Ama acaba baronun bu hak iddiasını tanıyacak kimse çıkacak mı? Malûm olduğu üzere bir hakkı yalnız iddia etmekle iş bitmez. Müdafaa da etmek lâzımdır. Bir gün aya çıkılırsa orası şüphesiz milletler arasında paylaşılamaz bir hale gelecek. O zaman baronun hakkım hangi ordu koruyacak?