UÇAN DAİRELERİN ESRARI ÇÖZÜLDÜ (1952)

0
792
Scanned by Scan2Net

İKİNCİ DÜNYA harbinin sona erdiği tarihten bu güne kadar bütün dünyayı meşgul eden mevzuların başında uçan dairelerin esrarı gelmektedir. Şimdiye kadar bu acayip cisimlerin mahiyeti etrafında türlü şeyler söylenmiş olmasına rağmen, uçan daireleri örten sır perdesi kalkacağı yerde büsbütün kalınlaşmış; açılması güç bir hale gelmiştir. Şimdiye kadar ortaya atılan iddialara göre uçan daireler şu kılıklara bürünmüştü:

a)İkinci dünya harbinin sonlarına doğru Mihver âlimleri tarafından keşfedilip de kullanılmasına vakit kalmayan bir harp silâhı.

b)Amerikalıların keşfettikleri bir harp silâhı.

c)Rusların keşfi olan bir harp silâhı,

d)Merihliler tarafından gönderilen bir tarassut âleti.

e)Merihlileri arza getiren bir feza uçağı.

f)Bir cins sondaj balonu.

g)Keşfi gizli tutulan yeni tip bir uçak.

Bunlara benzer bir sürü açıklamalar daha yapılmış fakat hiç birinin de aslı astarı olmadığı bilâhare anlaşılmıştı. Şimdi de, ilim adamları, ilim nazarında uçan dairelerin izahını yapmaktadırlar.

Şimdiye kadar muhtelif tarihlerde görünmüş olan uçan daireleri, görünüş şekline göre ele alan ilim adamları inceden inceye tetkik ettikten sonra hepsine birer sebep bularak aslında uçan daire diye bir şey olmadığına kanaat getirmişlerdir. İlim ^damlarının bu husustaki izahatı ile çizdikleri resimleri aynen sahifelerimize geçiriyoruz, Bunların ne dereceye kadar doğru olduğu bu gün için meçhuldür. İleride vukua gelecek hâdiseler belki bu hususta daha esaslı bir mütalaa serdetmeğe imkân verecektir.

7 Ocak 1948 de Amerikalı tayyareci Thomas Mantell ile diğer iki pilot semada dondurma külâhını andırır gayet iri bir cismin süratle yükseldiğini görmüştür. Takriben altı bin metre yükseklikte bulunan bu cisim, gayet süratle yükseldiği halde en ufak bir ses çıkarmıyordu. Bu cismin ne olduğunu anlamak isteyen Thomas Mantell uçağını o cisme yaklaştırmak istemiş ise de, uçak infilâk etmiş, bu cesur pilotun cesedi de civardaki bir ormanda bulunmuştur.

İlim adamları bu hâdiseyi şöyle izah etmektedirler: “Görünen cisim, ilim adamlarının kozmik şuaları incelemek için kullandıkları bir sondaj balonu idi. Atmosfer tabakasının az kesif yerlerine geldiği zamanlar kürevî bir şekil alan, daha kesif tabakalarda ise mahrutî şekilde bulunan bu balona çarpan Mantell’in uçağı sademe neticesinde infilâk etmiştir.” Geçen sene 25 Ağustosta bazı fen adamları Texas semalarında ışıklı dairelerden mürekkep bir filotillanın hiç bir gürültü çıkarmadan ve süratle uçtuğunu mü şahade etmiştir.

İlim adamları bu hâdiseyi şöyle izah etmişlerdir: “Tek8a8 gibi çöl iklimine tâbi olan yerlerde geceleri hava birden bire soğur. Ve bunun neticesinde geniş bir soğuk hava tabakası teşekkül eder. Ancak, bu hava tabakası âni bir şekilde teşekkül ettiğinden, sıcak hava ile birleşen tavanı girintili çıkıntılı olmaktadır. Bu tabana vuran herhangi bir ışık, meselâ şehir ışığı, sıcak tabaka tarafından aksettirilmekte ve kilometrelerce uzaktan görülebilmektedir. Rüzgâr olduğu zamanlar da bu aksetmiş şuaların rüzgârla sürüklendiği görülür.”

Amerikan uçak gözetleme mahallerindeki radar aynalarında sık sık uçan acayip cisimler görülmektedir. Bunlar en ufak bir gürültü dahi çıkarmadan süzülmektedirler.

İlim adamı bu hâdiseleri şöyle izah etmektedirler:

“Radarın kaydettiği cisimler hicret eden yaban ördeği sürülerinden başka bir şey değildir.

Nitekim İkinci Dünya harbi esnasında da böyle bir sürü Norfolk’daki İngiliz radar postala

rı tarafından kaydedilmiş ve düşman uçakları sanılarak alarm işareti verilmiş ve uçak defi topları sıkı bir baraj ateşi açmış neticesinde de gökten bir sürü yaban ördeği yağmıştı.”

Bazı insanlar güpe gündüz ışıklı bazı cisimlerin havada uçuştuğunu gördüklerini iddia etmişlerdir. Her seferinde de bu cisimlerin tabak veya muz şeklinde olduğu söylendi. Daha dikkatli kimseler, bu cisimlerin sık sık sür at değiştirdiklerini de sözlerine ilâve etmişlerdir.

İlmen bu hâdiseler şöyle izah edilmiştir:

“Görüldüğü söylenen bu cisimler, çok parlak ve ışıklı bir seyyare olan Venüs’ün görünüşünden başka bir şey değildir. Bu seyyare de ay gibi muhtelif safhalar geçirdiğinden her zaman aynı şekilde görülmektedir. Gökteki rüzgâr ile itilen bulutlar, insanda, görünen ışıklı cismin hareket ettiği zehabını uyandırmaktadır. Bulutların akış sür ati değiştikçe, görünen cismin de sür ati değişmiş gibi olur.

24 Nisan 1949 da, New Mexico’nun Arrey bölgesinde, Amerikan havacılığı meteorolojik servisine mensup bazı teknisyenler atmosferik sondaj için havalandırdıkları balonları yükselirken bunun etrafında takriben 30 metre kutrunda beyzî bir cismin dolaştığını görmüşlerdir. Esrarengiz cisim ufkî bir daire çizdikten sonra yükselerek yok olmuştur.

İlmen bu hâdise şöyle izah edilmiştir:

“Sondaj balonu bir sıcak hava tabakasının tavanını delmiş ve bunun neticesinde bir kabarcık hasıl olmuştur. Bir adese vazifesi gören kabarcık balonun hayalini beyzî bir şekilde aksettirmiş ve teknisyenler de bu hayali balonla birlikte görmüşlerdir. Bilâhare kabarcık yok olunca balonun çarpık ve büyütülmüş hayali de gözden kaybolmuştur.”

Geçen Şubatın on üçünde, saat on dokuz raddelerinde, yüzlerce Londralı havada kırmızı bir iz bırakan puro veya uçan bomba şeklinde mavimtrak uçan bir cismin büyük bir süratle ve hiç bir ses çıkarmadan gittiğini görmüştür. Londra üzerinden geçen bu esrarengiz cisim kısa bir an sonra şimal istikametinde gözden kaybolmuştur.

Alimler bu hâdiseyi de şöyle izah etmişlerdir:

“Görünen cisim bir meteorit parçası yani fezada başıboş dolaşan madenle karışık bir taş parçasıdır. Takriben 15 bin metre yükseklikten geçen bu ceviz büyüklüğündeki meteorit, arzın atmosfer tabakasından geçtiğinden Kasıl olan sürtünme neticesinde kızışmakta ve nihayet narı beyza haline gelmektedir. Görülen cisim kızışmış buhar tabakası arasındaki bu meteorittir.”

Görüldüğü gibi her hâdiseye bir sebep yakıştırmış olan ilim adamları, yalnız şu üç vakaya henüz bir sebep bulamamışlardır. Bunlar da 7, 8 ve 9 numaralı temsilî resimde belirtilen görünüşlerdir.

20 Ocak 1951 de Amerika da Sioux City hava meydanına mensup bazı subaylar, havada ışıklı bir cisim görerek ne olduğunu öğrenmek için hemen havalanmışlardır. Işıklı cisim, istikametini değiştirerek Sioux City’den havalanan uçağa yönelmiş ve üzerinden büyük bir hızla ve ses çıkarmadan geçip gitmiştir. Bu acayip cismi dikkatle tetkik eden havacılar ilgili makamlara verdikleri raporda cismi şöyle tarif etmişlerdir: “İki yanında kısa kanatları bulunan bu âlet, yeni keşfedilen uçan bomba (Mİ8Sİİİ) ya çok benzemekte fakat ondan çok daha büyük görünmektedir. Katiyen ses çıkarmadan uçmaktadır.”

John Whitted ve Clarence Chiles adında iki yolcu uçağı pilotu Alabama üzerinden geçerken takriben 30 metre uzunluğunda devasa bir tepkili bomba şeklinde bir cismin saatte 500 kilometrelik bir hızla yanlarından geçtiğini görmüşlerdir.

Cismin yanında iki kat üzerinde ışıklı küçük pencereler de mevcuttu. .

I Ekim 1948 de, Amerikan hava teğmeni George Gorman, Birleşik Amerika’nın Dakota şehrindeki Fargo hava meydanına doğru uçarken narı beyza halinde bir kürenin havada türlü manevralar yaptığını hayretle görmüştür. Bu acayip cismin peşine takılan Gorman bu ışıklı küreyi yarım saat kadar takip ettikten sonra, bu esrarengiz cisim birden bire gözden yok olmuştur.

Işıklı kürenin ve Gormanın havadaki manevrası hava meydanındaki tarassut kulesindeki subaylar tarafından takip edildiği gibi bir çok âletler de cismin mevcudiyetini kaydetmiştir.

İlim adamları bütün uğraşmalarına ve tetkiklerine rağmen bu üç hâdiseyi izah etmeğe muvaffak olamamışlardır.

Paylaş

CEVAP VER