5 LİRALIKLAR KALDIRILSIN: Paranın üzerinde resmini istemeyen genç kız, Hükümeti dava ediyor.

0
1047
Scanned by Scan2Net

Hepimizin ceplerinde, cüzdanlarınızın içinde defalarca dolaşan üç genç kız resminden haberiniz var mı? Hemen:

“— Al. Al…. Sen bizim ceplerimizin içini nereden biliyorsun?” Diye sormayınız. Zira suale hiç lüzum yok… Ben, bunu size anlatmak için bu yazıyı yazıyorum.

Yalnız, yazımı okumaya başlamadan evvel, lütfen cebinizden bir adet 5 Türk lirası çıkarınız! Bakınız banknotun arkasına. Ne görüyorsunuz? Ellerinde sepetler ile üç genç kız değil mi? Nasıl, haksız mı imişim aziz okuyucular? Ne ise, biz gelelim bu kızlardan birinin arzusuna… Bu genç kızın adı, Pembe Şengül Yazıcıoğlu… Giresun’da doğmuş… Ondan sonra büyümüş okumuş ve kolej mezunu olmuş… Resimdeki üçüncü resim de ona ait.

Bundan bir müddet evvel, bu resim işi ile ilgili olarak gazetelerimizde şu şekilde bir haber, daha doğrusu birçok haberler yayınlanmıştı.

“Yeni çıkan beş liralıkların arkasında resmi olan bir genç kız hükümeti dava edecek ve tazminat isteyecek…”

Hatırladınız değil mi bu durumu? İşte genç kızın açacağı söylenilen bu dava geçenlerde açıldı… Bu dava şehrimiz mahkemelerinde görülecek. Davayı iki genç avukatımız yüklenmişler.

Karaköy deki minare misali bir hanın, diz- bağlarını çözen merdivenlerinde tastamamına 62 adım attıktan sonra genç avukatlarla karşılaştım. Birinin adı Cengiz Okaygün, ötekisinin ise İskender En…

Scanned by Scan2Net

Scanned by Scan2Net

Scanned by Scan2Net

Üstte beş liralıklardaki resmin orijinal fotoğrafı. Resimde göreceğiniz gibi, fotoğrafta dört kız vardır. Fakat bunlar para üzerine konulurken sağdaki kız Çıkarılarak üç kızın resimleri basılmıştır. Dâvayı açan sağ başta görülen kızdır. Yan tarafta, 5 liralıkların tedavülden kaldırılmasını isteyen Pembe Şengül Yazıcıoğlu. Altta beş liralıkların klişeye alınmış fotoğrafı.

“— Hayrola?”

Dediler ikisi birden. Nefes almaktan ötürü cevap veremedim. Ancak neden sonra:

“—Birader,”vdedim, “Şu para meselesi.”

İkisi birden gözlerini açtılar:

“— Ne parası? Kime borcumuz var ki?”

Nefesimin normalleştiği bir sırada vaziyeti anlattım. Ve:

“— Yani” dedim, “Bu kız paranın arkasındaki resmi için ne istiyor?”

Bunun üzerine İskender, dosyayı getirip önüme sürdü.

“— Azizim” dedi, “Bu işte kız haklı… Kanun kızın tarafında.”

“- Ne gibi?”

Bu sualime Cengiz cevap verdi:

“— Basit” dedi, “Medenî Kanunun 24 üncü maddesi çok açık.”

“— Ne imiş o madde?”

Okudu. Madde şu:

“- Şahsî menfaatlerinde tecavüze uğrayan kimse, hakimden bu tecavüzün men edilmesini talep edebilir.”

Maddenin okunması bittikten sonra Cengiz sordu:

“— Gördün mü?”

“— Ne görecektim?”

Diye sordum.. Sinirlendiler.

“— Ne kızıyorsunuz yahu?” dedim, “ben hukukçu değilim ki… Anlatın da anlıyayım.”

İskender:

“— Anlamayacak ne var?” dedi, “mesele basit… Bu kız, resminin para arkasında basılmış olması sebebiyle şahsî bir takım haklarının tecavüze uğradığını iddia ediyor…”

“— Peki ne olacak şimdi?”

“— Olacak birşey yok. Biz davayı açtık.”

“— Kaç lira istiyorsunuz?”

“— Kimden?”

“— Resmi kim basmış?”

“— Merkez bankası…”

Bu sefer ben kızdım ve sinirli sinirli:

“— O halde” dedim, “Merkez Bankasından…”

Cengiz:

“— Biz” dedi, “para falan istemiyoruz.”

“ —Ya ne istiyorsunuz?”

Dedim. Gene Cengiz cevap verdi:

“— Tecavüzün men’ini istiyoruz.”

“— Tecavüz nasıl men edilecek?”

“— Parayı tedavülden kaldırmak suretiyle.”

“— Nasıl yani?”

“— Yani bildiğimiz beş liralıklar var ya, işte o piyasadan kaldırılacak…”

“—Bu mümkün mü?”

“— Mahkeme karar verirse neden olmasın…”

Yakında piyasadan kalkacağına aklımın kestiği, masa üzerinde duran beş liralığa dikkatle baktım… İyi idi şu para… Bize birçok faydaları dokunmuştu… Yazık olacak… Sanki onun piyasadan kaldırılmaması için çalışıyormuşum gibi yeniden sordum:

“— Peki tecavüz bunun neresinde?”

Hepimizin aklına, “Şeytan bunun neresin de?” türküsü geldi, gülüştük. Cengiz dosyanın arasından bir mektup çekerek bana okudu.

Mektup davacı kızdan geliyordu. Uzundu… Kim bilir daha neler yazmıştı… Ama aklımda kalanlar şunlar. Bu resim bir fındık istasyonunda çekilmiş ve daha önce hiç bir yerde neşredilmemiş… Para arkasına basılması için de kendisinden izin alınmamış… Şimdi ne düşündüğünüzü biliyorum. Paranın arkasında resmi çıkarsa ne olur diyorsunuz? Ama kazın ayağı hiç te öyle değil… Bakınız Pembe Şengül Yazıcıoğlu nelerden bahsediyor mektubunda…

“— Ben bu hadiseden evvel çok iyi bir talibe sahiptim. Pek yakında da evlenecektim… Fakat resmim paranın arkasında basılınca bütün iş çığırından çıktı. Talibimin ailesi biz böyle kız istemeyiz dediler. Bu şahsî haklarıma tecavüz değil de nedir? Daha buna benzer ne zararlarını oldu bir bilseniz… Şimdi hepsini zikretmek uzun sürer. Siz lütfen ekli vekâletime istinaden davayı açınız…”

Gördünüz mü bir tek beş liralığın yaptığını… Bir yuvaya sebep oldu… Bir de bu yuvanın devamından elde edilecek faydayı düşününüz!

Cengiz bu satırları okurken gözüm tekrar masa üzerinde duran beş liralıktaki resme takıldı… Orada bir değil üç genç kız resmi vardı. Onları işaretle:

— Peki “dedim, “Bunlar? ya bunlar necilik?.. Onların şahsî hakları yok mu?” İskender cevap verdi:

“— Baş tarafta resmini gördüğün kız Merkez Bankası ile anlaşmış.”

“— Nasıl anlaşmış?”

Dedim. Gülerek cevap verdi:

“— Ne bileyim ben orasını, nasıl anlaşmış?”

Eh aziz okuyucularım, ceplerinizdeki boş liralıklara son defa bakınız, ne olur ne olmaz dünya halidir bu…

Paylaş

CEVAP VER